Yaratıcılık, temel anlamı ile herkesle aynı şeye bakıp farklı bir şey görmektir; bir diğer tanımlama ile de yeni bakış açıları geliştirme, yeni çözümler bulma yeteneğidir. Bir yönüyle yaratıcılık inovasyonun temel kaynağı ve tetikleyicisi konumundadır. İnsanlık tarihine baktığımızda yaratıcılık, medeniyetlerin ve pek tabii ekonomik ve sosyal atılımların itici unsurudur. Bugünün dünyasına baktığımızda ise ülkelerin yüksek yaşam standartlarına sahip olması için yaratıcılık sayesinde katma değeri yüksek, inovasyonla büyüyen ve üreten şirketlere sahip olması gerekir. Bir şirketin yaratıcı olması demek, o şirketin marjinal işlere imza atması demek değildir. Yaratıcı şirketler demek, insanların ihtiyaçlarına mümkün olduğu kadar basit ve optimal çözümler getirmektir. Peki, bir şirketin yaratıcı fikirleri geliştirmesi ve bu yaratıcı fikirler sayesinde inovasyon yapması bu yolla da katma değerli ürün ve hizmetler sunması nasıl mümkün olur?

İlk olarak yaratıcı bir fikir ve inovatif bir çözüm tesadüfi olarak kendiliğinden ortaya çıkabilir ama bu pek de yaşanan bir durum değildir. İnovatif bir şirket olmak için yaratıcı çözümler bulmayı tesadüflere bırakmamak gerekir. Nitekim pek çok şirket de günümüzde inovasyon alanında ciddi yatırımlar ve çalışmalarla bu yönde stratejiler geliştirmektedir. Yaratıcı fikirlerin temel kaynağı her ne kadar çalışanlar gibi gözükse de şirketlerin tüketicileri de çözüm üretme sürecine ortak etmesi gerekir. Şirket dışarısından yani bahsettiğimiz üzere tüketicilerden bu verimi alabilmek için uygun bir kanalı fikir ve öneri akışı için inşa etmek gereklidir. Daha sonra şirketin bu fikirleri değerlendirme sistemini kurmuş olması gerekir. Bir fikrin tüketiciler tarafından kimlere ve nasıl ulaştırılacağı, o fikrin nasıl ve kimler tarafından değerlendirileceğinin sürecini doğru ve sağlıklı bir şekilde oluşturmak ve yönetmek gerekir. Aksi bir durum halinde, şirkete ulaşan bu fikirlerin ve önerilerin doğru şekilde değerlendirilmemesi sonucunda ortaya çıkabilecek potansiyel çözüm ve inovasyonların heba olması olası bir sonuçtur. Bir diğer önemli nokta ise farklı bakış açıları ile yaklaşıp “körlük” olarak tanımlayabileceğimiz kısır fikir ve stratejilerden kurtulmaktır. Bunun için ise zaman zaman alanında uzman isimlerden danışmanlık ve hizmet almak gereklidir. Çünkü işin doğrudan içerisinde olan isimlerin fark etmediği detaylar bu isimlerin ilgisini çekebilir ve yeni bakışlar ortaya konabilir. Bir diğer önemli nokta ise tüm bu süreçleri ortaya koyup yönetmeden önce yapılmak istenen inovasyonun hedefini doğru bir biçimde ifade edip hedef koymaktır. Çünkü temel bir hedefe odaklanarak ortaya konulmayan fikirler odaktan şaşabilir ve istenen sonucun alınmasının önüne geçebilir. Son önemli nokta ise farklı çalışma alanlarında ve organizasyonlarda kullanılan yöntemlerin şirketler tarafından kendi iç yapılarına kendi dinamiklerine uygun bir şekilde entegre edilmesiyle yaratıcı yaklaşımların ve süreçlerin ortaya çıkması mümkündür.

Tunahan Yarım